Geçen ayki sayfa görüntüleme sayısı

27 Ocak 2010 Çarşamba

avatarlasak da mı saklasak!

herhalde en çok film izlediğim zamanlar sınav zamanları..normalde sitesem de izlemiyosum..sınav vaktiyse bazen 1 bazen iki film deviriyorum...dün herkesin çok beğendiği avatara gidelim dedik.hem de 3 boyutlu.ne yalan söyleyeyim olağan üstü olmasa da güzeldi..ama bu üç boyutlu gözlüğün farkını pek anlayamadım...emperyalizme karşı yapılmış güzel bir film ama sinema ortamı buram buram emperyalizm kokuyordu..mısırlar, çikolatalar vs..ama güzel olan şu haftalardır aldığımız çevre ve din dersinden öğrenemediğimi bu filmden öğrendim...hele o kuşlar ne güzeldi ya "waa" diyorsun hemen yanına geliyor..bağlantı noktaları fevkalade başarılıydı...
efendim bu da yetmedi çağan ırmak ın kabuslar evini izledim.bence vasat bir film.hele ulaktan sonra çok çok vasat..ve iyi bir sonuç bulamayan ve en sonunda her şeyin hayalden ibaret oluğuna başvurma yöntemi, benim pek sevmediğim bir yöntem...neyse bunlar da geçti.

17 Ocak 2010 Pazar

yağmur ve diğerleri

neden bilmiyorum yağmuru seviyorum ve yağmura dair ne varsa. belki yengeç burcu olmamdan kaynaklanıyor bu..neden kaynaklanıyorsa kaynaklansın bunu seviyorum.her zaman dediğim gibi yağmura altında ıslanmak ve bundan zevk almak insanca bir eylemdir.
bugüne değer katan bir çok şey var, yağmurla başlayan ve yağmurla biten...
önce tiyatro yoluna adanan ıslanmalar, trafiğe inat yürümeler yağmur eşliğinde.
yağmur sesi dikkatle dinleyince her sesten daha güzeldir, onun için diğer sesleri dinlemedim ya girdapta gitti o sesler, diğer seslere karışıp...güzeldi ve özgür.
intiharın genel provası aslında çok merak etmediğim fakat bennu yıldırımların sahne performansını merak ettiğim için gitmem gereken bir oyundu..her ne kadar en arkada olsam ve bu merak ettiğim sahne performansını tam göremesem de değdi diyorum, başka bir şey demiyorum. en azından güldüm ve finalini beğendim..benim tarzım..direk bitmiyor, bir sürpriz bir heyecan var.ışık oyunlarına da bayıldım...
verilmek istenen mesaj kurt neden ot yemez sorusunun cevabıydı....mehmet hocanın sordu köpek neden kuyruğunu sallar sorusuyla bunu birleştirirsek bu aralar baya zoolojik terminoloji kullanıyoruz diyebilirim..
ve çıkışta yine yağmur...daha soğuk ve sıcak bir şey olabilir mi?
ve çalışmam gereken dersten bir cüz: her mal kendi pazarında satılır...
yetmediyse yeni keşfim oğuz aksaç..http://fizy.com/s/10301p
ve gidiyorum ders çalışmaya, günü daha anlamlı kılmak için...

yağmur ve diğerleri

neden bilmiyorum yağmuru seviyorum ve yağmura dair ne varsa. belki yengeç burcu olmamdan kaynaklanıyor bu..neden kaynaklanıyorsa kaynaklansın bunu seviyorum.her zaman dediğim gibi yağmura altında ıslanmak ve bundan zevk almak insanca bir eylemdir.
bugüne değer katan bir çok şey var, yağmurla başlayan ve yağmurla biten...
önce tiyatro yoluna adanan ıslanmalar, trafiğe inat yürümeler yağmur eşliğinde.
yağmur sesi dikkatle dinleyince her sesten daha güzeldir, onun için diğer sesleri dinlemedim ya girdapta gitti o sesler, diğer seslere karışıp...güzeldi ve özgür.
intiharın genel provası aslında çok merak etmediğim fakat bennu yıldırımların sahne performansını merak ettiğim için gitmem gereken bir oyundu..her ne kadar en arkada olsam ve bu merak ettiğim sahne performansını tam göremesem de değdi diyorum, başka bir şey demiyorum. en azından güldüm ve finalini beğendim..benim tarzım..direk bitmiyor, bir sürpriz bir heyecan var.ışık oyunlarına da bayıldım...
verilemek istenen mesaj kurt neden oy yemez sorusunun cevabıydı....mehmet hocanın sordu köpek neden kuyruğunu sallar sorusuyla bunu birleştirirsek bu aralar baya zoolojik terminoloji kullanıyoruz diyebilirim..
ve çıkışta yine yağmur...daha soğuk ve sıcak bir şey olabilir mi?
ve çalışmam gereken dersten bir cüz: her mal kendi pazarında satılır...
yetmediyse yeni keşfim oğuz aksaç..http://fizy.com/s/10301p
ve gidiyorum ders çalışmaya, günü daha anlamlı kılmak için...

15 Ocak 2010 Cuma

az kaldı!


bir çok şey için az bir zaman kaldı..ve şimdiye kadar yapmadıklarımız için dizlerimizi dövmenin bir anlamı olmadığını anlamış bulunmaktayım... zaten dizini dövemek de bir işe yaramaıyor, ve zaten benim bir kızım da yok...
sınavlara çalışmak mı çalışmamak mı?evet en son çalışmadığımda kendime güvenim had safhadaydı, sonuç hüsran olsa da...
çalışacağım tabi de ya sonra..
işte bu sonrayı düşünmekten...düşünüp düşünüp uyumaktan....uyuyunca da kabuslar görmekten...ve o kabusların verdiği yorgunluktan...ve yine uyuma ihtiyacından bıktım....

hayata rastgele deyüp kaderin cilvesine mi bıraksam kendimi!

13 Ocak 2010 Çarşamba

bugün

çok dertliyim..
ya o kadar çalıştım, ettim hatta millete anlattım..
anasını sattığımın dünyası ne kadar şerefsizin önde gideni..
ders anlattıklarım benden çok aldı hatta ben barajaltı kaldım..
ben de hocaya oğuzhandan domuz girbi ol şarkısını tüm gönlümce ithaf ediyorum..
ayrıca yetmediiiii
bugün beni kıran, döken ne kadar insan varsa onlara da gelsin bu kutsal şarkı..
bugün;
kötü not,
mehmet hocayla son ders,
bozuk hava,
derse girdiğim halde , girmemiş muamelesi yapılması,
sınavların yaklaşıyor oluşu,
kpss, ales,
ya ben bu notu nasıl düzelteceğim korkusu,
gerikezalı mıyım diye sormalar,
kopya çekmemeden duyduğum vicdan azabı,
yine olsam yine çekmem deyip, sonra da salaklığıma kızmam,
sınav, sınav..
böhh, kusacammmm

10 Ocak 2010 Pazar

bugün


vicdan azabından duramadım gittim büyük amcamı ziyaret ettim çünkü iki hafta gecikmeli olarak gitmeyi göze alamadım..ne bileyim ama çok üzüldüm..yaşlılık çok korkunç bir şey...ve gençlik değeri bilinemez bir şey..
büyük yengem: eskiden kırk yaş bana çok büyük gelirdi şimdi seksen genç geliyor...

yağmur yağdığında insanların kaçışmalarına, 5 milyonluk şemsiyelere hucum etmelerine sinir oluyorum..yağmur altında ıslanmak insanca bir eylemdir ve tadını çıkarmak gerekir...

çok kalabalığı sevmiyorum ama bu akşam eminönü gözüme bambaşka göründü..bohek bohek oldu gözümde ve bu şehirden nasıl ayrılacağımı düşündüm..yok yok 2 sene daha burada kalabilirim...kalmam lazım..en çok tiyatroları özleyeceğim demiştim ama eminönü nü de...

uyku sen ne merem bir şeysin ya hu...otobüste vapurda uyuyan uyuyana..kendimi bir an trende yolculuk yapan kemal sunal a benzettim..herkes ağzını açıp esnemiş, sonunda soyulmuştu..bugün de herkes öyleydi...hatta çaprazımda oturan adamın ağzından su bile aktı..adam hiç bozuntuya vermedi...ve benim yine aklıma fotoğraf makinesi geldi..

ay iyi bir makine almadan ölmek istemiyorum
bohek çekmeden ölmek sitemiyorum.
şu büyük yolcu gemilerinde seyahat etmeden ölmek istemiyorum..
hem şefaat, hem de seyahat ya resulullah!!!!!!!!!!!

fonda yeşim salkım var..tavsiye ederim...

sis ve gece hakkında: ahmet ümit in kitabından uyarlanmış..ben de kitaba ayıracak vakit yerde filmi izlerim dedim..ama filmde o kadar boşluk vardı ki..bir sonun güzel bağlamış yazar.zaten başroldeki kadına hayatım boyunca uyuz olmuşumdur.oyunculuk diye bir şey yok..gerizekalı kızı oynayan bile ondan iyiyidi..fakat çekim tekniği bakımından çok beğendim...

6 Ocak 2010 Çarşamba

kararsızlık

sen ne zor bir şeysin..
girdin içime kurt gibi kemiriyorsun beni
ben hala karar veremeyen bir insan..
en kötü karar kararsızlıktan iyiydi ya hani, yine iyidir de o da yok be..

mehmet hocayla dersimizin bitmesine sadece bir hafta kaldı..of yaa zaten bugün de son dersmiş giib konuştu canım çok sıkıldı..ne yani ben daha onu göremeyecek miyim..

ay bugün hatice hocayı gördüm ve kaçtım resmen...tezle ilgili bişey diyecek diye..kendimden utanmakla beraber bir şey de yapmıyorumm..

2 Ocak 2010 Cumartesi

2&1


aylar önceydi..sinemam tutmuştu ve herkesin dilinde olan iki dil bir bavul vardı..ahh ne güzel olurdu taksim de sinema deyip çıkmıştım dışarı..otobüs beklerken daha fazla beklemeye dayanamayıp üsküdara indim...bu aylar önceydi..

bugün de öğretmen olacak olmanın verdiği coşkuyla şu filmi izleyeyim dedim..her ne kadar benim başıma böyle bir durumun gelme ihtimali zarın 8 gelmesi gibi bir şey olsa da...o kadar sıkıldım ki buna filmin zırt pırt donması ve konunun da durağan olması da eklenince arada hep bir şeyler baktım..yarın ne izlesem? gibi sorular beynimde döndü, döndü..benim böyle bir psikolojim var eğer bir şeyden az zevk aldıysam onu bastıracak başka bir şey yapmam lazım...şu an için elimde üç film var ama AMADEUS ve TAXİ DRİVER önde gidenlerden..

2dil 1 bavul doğal olmasına doğal da konu güzel işlenemedi bence...bu kadar güzel bir konu mükemmel bir şekilde işlenebilirdi. daha çok belgesel kıvamında oldu bu...yine de yapanların ellerine sağlık...
ahh demokratik açılım sen nelere kadirsin.

1 Ocak 2010 Cuma

işim yokmuş gibi!!!


bugün çok saçma şeyler yaptım..pişmanım desemde artık bi işe yaramayacağı için boşverdim bile.yarına daha güzel başlayacağım...hacerin devamlı oynadığı için dalga geçtiğim o salak oyunlardan birini oynayayım dedim..aslında bu olayın bir arka planı var..her iki arkadaşımdan da gezme teklifi aldığım bu gün aslında çok güzel bir plan yapmıştım..onu aksatmamak için de veden çıkmamam gerekirdu..ben de kendimi böyle salak bir oyunla tatmin edeyim derken kendimi bi kaptırdım...allaaaaaaaaaaaaaaaaahh...


akşama da hacere kaç puan yaptığını gururla sorunca ve o 200000 deyince ben fos oldum çünkü ben en çok 63 bin yapmıştım..hocaları jason un da 500 000 yaptığını duyuncaaa....geldi bana ofli inadım ve şu an bıynum tutuldu bunu oynamaktan..kendime hala inanamıyorum...yarın kesin dışarı çıkacağım..