Geçen ayki sayfa görüntüleme sayısı

29 Temmuz 2009 Çarşamba

ÇİKO


söz avrupa yakası olur da burhan olmaz mı...


gerçekten onun öluşturduğu tipleme uzun yıllar daha konuşulur ve taklidi yapılır..özellikle evindeki mona lisa tablosu ve çiko..aslında ben çikonun çiko olduğunu bilmiyordum....bence çok da doğal bir durum..ama durumuma herkes güldü..başka ben bunu çikolatanın kısa söylenişi diye düşündüm.(dervişin fikri)neyse kiii sanat tarihimizde büyük bir yeri olan çikoylan bugün tanışma şerefine nail oldum....allahımm sana şükürler olsun:P

sağ sol


dün gece aramızda geçen bir diyalog


-A: ya sağ- sol kavramı nasıl başlamış biliyor musunuz


-Z:sağ elimde sarmısak, sol elimde soğan..:D:D


-A:böööö,iğrençsin...söylemeyecemm işte...yarın öbür gün slumdog millioneire gibi olursan hiç karışmam..


-Z:heee


-A:hıhhh


-Z:tamam tamam merak ettim söyle..


-A: 1789 yılında olan fransız ihtilaliyle birlikte, fransa da bazı haklar kazanıldı ama bu kutuplaşmayı önleyemedi..soylular sol tarafta otururken,işçi ve köylü temsilcileri ise sağ tarafta oturmuşlar...yaaaaaaa ne oldi, rengun soldi:)

26 Temmuz 2009 Pazar

ESARETİN BEDELİ




yine güzel bir film...aslında bir çok insanın beğenerek izlediği tabir i caizse best-izlere girmiş olan bir film..daha önce her ne kadar herkes tarafından süper diye nitelense de 2 saat üzerinde olması beni bayağı tedirgin etmişti...ee hafta sonu, zaman bol, eylül' ü bitirmenin verdiği rahatlık, zahide(gurbanın olam) ile bizi reel şeylere itti..


film masum bir adamın hapise düşmesi ve orada yaşanan olaylardan bahsediyor..bi de iki kere ömür boyu yemiş bir adam:)ama güzel olan tim robins in 1 dakikasını bile hapiste zayi etmemiş olmaması. orayı tabiri caizse mekteb- i yusufiyye'ye çevirmiş bir karakter karşımızda duruyor.cidden ben onu kısmen hz.yusuf a benzettim...belki yazar da:)


zaten film bittikten sonra aman allahım, oh my god, oh mon diyö,lebbeyk gibi ...ifadeler beyninizden şimşek hızıyla geçiyor.bu ne süper bişey yaaa.. güzel bir başarı(!) hikayesi..



filmden anladıklarım;


*filmde bence hristiyanlık bayağı eleştiriliyor..çünkü her şeyini sevgi üzerine kuran hristiyanlıkta hz.isanın herkesin günahlarının karşılığı çektiğine inanıldığı için, hristiyanlar herşeyi yapmayı kendilerine mübah görüyorlar...hem de incili ellerinden düşürmeden....

*güzel bir replik: bunu yaptıysan daha fazlasını da yapabilirsin.

*yaşlı adam kendini asmışken,sanki ben kendimi astım ve kendini asmanın dayanılmaz hafifliğini kısmen hissettim.

*en etkilendiğim sahne; pikaptaki müziği son ses açması ve bunu hoparlörle tüm hapishaneye vermesi..

*hulasa:sonu güzel olan her şeylere güzel yollarla gidilmiyor..bu film bu sözün en tipik örneği...

25 Temmuz 2009 Cumartesi

boğaziçi aşk üçgeni


ilk psikolojik romanımız olan eylül, bermuda şeytan üçgeni gibi komplex bir yapıda bulunmakta..aşk,kıskançlık,ihtiras,acı,entrika,aldatma,acı,acı...işte bir brezilya dizisinin osmanlı versiyonu...aslında büyük umutlarla okumadım sadece bir ilk olduğu için okuduğum bir kitap..ama fena değildi..her halde artık türkçe de başka sıfat kalmamıştır kullanılacak..kitap o kadar tasvirli kii..yine de orhan pamuk etkisi yaratmadı üstümde:)çünkü onun kar adlı kitabını bir kış boyunca okumuştum...bu kitap da eylüle kadar ancak biter derken yalnızlığın verdiği acıyla bir besmele çakip başladım bir de baktım ki woowww iş heyecanlı gidiyo bitirim bakim ne olacak sonunda..dedim....aman bu da mutsuz son..zaten son izlediğim film de acı bitmişti... böylece bir çok acıya gark oldum yaa...ay allhım hadi benim hayat iyi gitmiyo ama kitaplar da acılarla dolu be..
işte insanoğlu olan bizler hiç bir zaman azla yetinmek diye bir şey bilmiyoruz...taaa adem ile havva dan gelen ateş ile barutun dayanılmaz çekiciliği bu kitabı bitiren olay...ah be suad ah be necip dünyada başka bir kimse mi yoktu? aslında kitabı okurken en çok merak ettiğim olay yazarın böyle bir şeyi hangi duygularla yazdığıdır...insanın hayal gücü ya gerçekten çok güçlü ya da yaşamanın verdiği acının tezahürleri böyle sanatla patlak veriyor...neyse ne...güzel kitaptı vesselam...1900 de boğaziçinde oldu da bitti maşallah..

24 Temmuz 2009 Cuma

ben de öyle olmak istiyorummmmmmmmmmmmmmmm


ya yok böyle bir şey..derya derya..derya kuzusu buu..tamam fazla abarttım..ben de mehmet toprak gibi olmak istiyorum yaa.. yaa bir şey geçince ona bir şiir ilave etmek..derse bir film, bir kitapla ilham getirmek..allah allah....ne süper birşeysin sen yaww..galiba yine abartıyorum...aman be ben de cambridge de okusam birileri de beni örnek alsın isterdim tabi...bununla beraber abartılmak da isterdim ammaaa ne demiş büyükler olgun buğdayın başı çökermiş...işte benim darb ı mesellerim de bu kadar.. bir başak üstünden ..halbuki o, halbuki o...bir sağdan bir soldan...bir batıdan bir doğudan alıp bize sunuyor..dediği kitapları okummam lazım..çok çalışmam lazım...ama burda da öyle bir tip yok yaaaww.şu usb lerin beyne takılanlarından istiyorummm...bilim adamlarına sesleniyorum burdannn..yapın şunu bir an önce.....yanlız ben bu hocayla içinde yatan bir kelam canavarını keşfettimm..iyi mi kötü mü şimdilik bilemiyorum...ama buğday gibi olmak istediğim kesinn..

YÜZLEŞME(ME)

varyaaaaa sen tam halil hocanın gazıyla dol git okula üç tane yaşını başını almış profesöre bir soru sorduğumuzda olaydan sıvışıp,bunlara ne gerek var demeleri acı biber yiyip burnundan,kulaklarından ateş çıkan insanlara döndürdü beni...bu ne yaw..bu ne bohem hayat...okulun bahçesi ne güzel di mi? kaynatmak ne güzel di mi? aslımız elden gidiyor buna bir şey denmiyor bir de verilen emeğe bir ton laf....heeee...olmaz böyle şey...



ben de bu tavırlarımla bir iki ay sonra okulda istenmeyen mahlukat olup çıkacağım iyi mi?neyse bir deniz de ben olurum çok mu:)varyaa hep bunlar zamanında hocaları karşısında eziliyor acısını biz çekiyoruz ha....yarın öbür gün ben de hoca olursam ben de acımayacam..dalga geçecem herkesle..bilemediğimde de önemsemeyecem..idealist öğrenci yetiştirmeyecem...nasılsa biz rüzgar önünda savrulan yaprağız di mi?otuz biz..samanız biz?biz var yaa bizz...biz bu kafayla düzelemeyiz....nalet..

FANA











































evet uzun süren derslerden sonra nihayet film izleyebildik.

aslında hint filmi deyince oynak şeyler akla gelmiyor değil.neyse biraz eğlenceli olsun deyüp başladık.başka tam tahmin ettiğim gibiydi..ama daha sonra gayet realist bir tutumla keşmir sorununa el atmış yönetmen..meğer baş rol oyuncusu tom henks abenzeyen aaamir khan teröristmiş..annem annemm..hani anlatılmaz yaşanır derler ya bu da öyle bir şey...çok acımtırak olduk yaa..adam sonunda öldü..karısını öldürmeye kıyamadı ama karısı onu öldürdü..kalleş karı..
yanda da zorla movie makerdan kestiğim fotoğraflar en sevdiğim sahnelere ait...kendimi biraz feminist buldu.genelde erkeğin ağladığı sahneleri seçmişim....:D:D:Dneyse burada tekrar eve dönüyo adam işte..kadın da 7 yıl sonra ona kavuşuyor ama mücahit rehan iş baı yapmak zorunda olduğu için tam evdena ayrılmışken karların üstünde onu yakalıyo bir osmanlı yapıştırıyor.nası beni terkedersin diyor.o sırada bir çığ düşüyor felan..tabi çığı ben ekledim ama neyse....sonra sarılıyorlar felan filan...
filmden etkilendim neden çünkü uzun zamandır gerçek hayattaydım...anladım ki böyle şeyler yavaş yavaş gerçekleşmeli yoksa kısa süreli şok yapıyorrrr....:)bu arada aamir khan da bollywoodun heralde tom hans i...zannımca...
hatice değil de gelelim neticeye..adam ölüyo...keşmir kurtulmuyor..hala da öyle...ah ah ben bu filmi yazsaydım en azından keşmiri kurtarırdım, promosyon olarak da adamı.herkes sonsuza kadar mutlu olurdu.
bu arada unutulmaz replik:SENİ REHANIN SEVDĞİNDEN ÇOK SEVİYORUM.

18 Temmuz 2009 Cumartesi

ya yönet ya yönetil ya da itil


ben yönetmen olmak istiyorum...evet yaa buna da aslında mem ü zin destanını tiyatroda izlerken karar vermiştim ahh ne güzel olurdu..aslında şahnur bana bir hocalarının aynı benim gibi okuduktan sonra felsefe üzerine master yapıp yönetmen olduğunu söylemişti...ama bennn kimm felsefe kimm..tamam haruncuğumdan 1oo leri alıyorduk ama felsefe okumak başka bişey bi de master apayrı bişey..şimdi master yapınca bu türkiye de de olmaz ki gideceksin ingilterye cambridge'e ohhh bi kere okulun ismi var..yüz senede de bitirsen önemli değil cambridge mezunusun..ben zaten 99 senede ingilizce öğrenirim sonra da dönemde 10 dersd alır paşa paşa bitiririm sonra da bir film çekemeden ölürüm...
ne iğrenç bir hayal ya....
geri sardımmm...okulu bitirdimm.ama dünya hala krizde..ben de ismimin duyulması için yemekteyiz programına katılmışım ve sonuncu olmuşum..ama önemli değil zaten önemli olan burada tanınmak...sonra da teklif üstüne teklif..bebek bezi rekmaında oynar mısın?diye..yaw kardeşim de get ben yönetmenim..bne yönetirim tamam mı..haddiini bill hizaya gel..
bu da olmadıı...geri sardım..masterdan sonra japonyaya gidip bir geyşanın anılarını tekrar çekecem.ama çinde uygurlara yapılan zülmü duyunca hiç bir şey düşünmeden kaçak yollarla çine geçeceğim oradan da türkistama..sonra allah allah diye cihat edeceğim ...sonra da ben ölüürm millet benim filmimi yapar artık..
ya bu da olmadı ...tammam..master bitti...türkiyeye döndüm..kararlıyım her şey harika olacak...az sonra bir deprem....pofff..
yok yaaaaaaa..şimdi dönmüyorum abi ingiltereden zaten burada trabzon gibi yağışlı..ohh mis gibi rutubetli evler..lahana yemeği felan..ingilterede hayatımı devam ettireceğim..çocuk ta yaparım kariyer de havası var bende..sonra telefon çalıyor...babaaaaaaa....ben de seni çok özledimm..yaa ne var ne yok oralarda..asuman mı...ama ama...tamam haftaya gelmeye çalışacağım..evet asuman evlenecekmiş..ama ben ondan büyüğüm..offf...cıkcıkkk..
vee mutlu son:ingiltereye gittim..cambridge de uzatmadan mezun oldum.türkiyeye döndüm...bir de bakmışım yaş otuz olmuş..diyanete kapağı attım..ve beyaz atlı prensin abisi beyaz citroenli prens geldi ve ben de beyaz kıyafetler içinde sonsuza kadar...
ya bunlar acep yönetmen olmak için yeterli bir hayal gücü mü...yoksa hayalin bile hayali mi..?

bu aralar hayattan zevk almıyorum ya...niye bilmem..renkli yazı yazıyor olabilirim ama öyle işte...işte can sıkıntısı sen nelere kadirsin..


batsın bu dünyaa..felan filan..zanırım dördüncü sınıf psikolojisine girdim..aslında ben öyle şeylere grmezdim ama şu arkadaşlar o kdar nalet ki insanı ister istemez etkiliyolar..nalet olsun içimdeki insan sevgisine yaw...konuşmayacağım bir daha onlarla...


evimi özledim.babamı özledim..özledim de özledim anasını satimm..off ya bitmez bu yaz bitmezzz...neyse dört hafta kaldııı...



kendimi en çok vapurdayken mutlu hissediyorumm...sonra da şeytan diyor kii atın beni denizlere yalan dünya size kalsın.allah allahhh
yaa bişyeler ters gidiyo ama ne anlamdım gitti..sanki şuan hayal alemindeyim uyanacam felan herşey eti pof olacak ya da herşey balkabağına dönecek ya da karahindi bağğ nın tüyleri gibi yolunacağım..
bööyytttt ....neyse ya herşey olacağına varır...salla..salla yer yerinden oynasın salla salla ...bakalımmm ne olur......ljeron dı4wyvtq5783btdyfguırrgm cuıertsvı nthg ıuh5vıtughyeruıhgıuhuıhuıheıusuııusghıertuh uuısz