Geçen ayki sayfa görüntüleme sayısı

25 Temmuz 2009 Cumartesi

boğaziçi aşk üçgeni


ilk psikolojik romanımız olan eylül, bermuda şeytan üçgeni gibi komplex bir yapıda bulunmakta..aşk,kıskançlık,ihtiras,acı,entrika,aldatma,acı,acı...işte bir brezilya dizisinin osmanlı versiyonu...aslında büyük umutlarla okumadım sadece bir ilk olduğu için okuduğum bir kitap..ama fena değildi..her halde artık türkçe de başka sıfat kalmamıştır kullanılacak..kitap o kadar tasvirli kii..yine de orhan pamuk etkisi yaratmadı üstümde:)çünkü onun kar adlı kitabını bir kış boyunca okumuştum...bu kitap da eylüle kadar ancak biter derken yalnızlığın verdiği acıyla bir besmele çakip başladım bir de baktım ki woowww iş heyecanlı gidiyo bitirim bakim ne olacak sonunda..dedim....aman bu da mutsuz son..zaten son izlediğim film de acı bitmişti... böylece bir çok acıya gark oldum yaa...ay allhım hadi benim hayat iyi gitmiyo ama kitaplar da acılarla dolu be..
işte insanoğlu olan bizler hiç bir zaman azla yetinmek diye bir şey bilmiyoruz...taaa adem ile havva dan gelen ateş ile barutun dayanılmaz çekiciliği bu kitabı bitiren olay...ah be suad ah be necip dünyada başka bir kimse mi yoktu? aslında kitabı okurken en çok merak ettiğim olay yazarın böyle bir şeyi hangi duygularla yazdığıdır...insanın hayal gücü ya gerçekten çok güçlü ya da yaşamanın verdiği acının tezahürleri böyle sanatla patlak veriyor...neyse ne...güzel kitaptı vesselam...1900 de boğaziçinde oldu da bitti maşallah..

2 yorum:

  1. aslında türk edebiyatında eski romanalra baktığımızda gerçekten bir brezilya dizisi eğilimi var ki zaten şimdi tv disizi oluyor o eserler.bkz:yaprak dökümü,dudaktan kalbe,aşk-ı memnu hangisi normal? ah bir de ilkler demişen taaşşuku talat ve fitnat vardır ki bu nasıl iş nasıl nasıl nasıl der insan sonuç o da mutsuz bitiyor eskilerde kahramanlara intihar ettirme modası varmış sanırım!

    YanıtlaSil
  2. evet ya..ben böyle hiç düşünmemiştim..genelde bu eğilimin sinemeda olduğunu biliyordum ama dikkat edince kitaplarda da olduğu belli

    YanıtlaSil