Geçen ayki sayfa görüntüleme sayısı

24 Eylül 2009 Perşembe

mahrumiyet müzesi..







evet nihayet evimdeyimm.1 haftalık gittiğim mahrumiyet müzesinde tamm iki hafta kladım yaww...ama orada internetnet, doğalgaz, 3g felan belki yaoktu amma kavga, gürültü, sevgi,aşk, aldatan erkekler, aldatılan kadınlar, baklavalar, bazlamalar, kahkahalar kısacası her şey vardı...

dedemin bayramda gözlerinin dolu dolu olmasını asla unutmayacağım..neredeyse bütün çocuk ve torunlarını - bir de bunlar hayırlıysa- görmenin buruk mutluluğunu yaşadaı..bize bol bol dua etti..

ve küstüm yastığını öğrendim...eskiler bir yastıkta kocayın derler de hiç düşünmemiştim..meğer o babannemin hala kafasını koyduğu uzun yastık o yastıkmış...bu yastık ikiye bülününce günümüz yastıkalrı meydane çıkmış..bu da küstüm yastığıymış..

bol bol yağmur vardı..bununla beraber incir ve kumpire doydum..bir de yeşilin her tonuna.yağmur yağdı sel gitti..babannem derki bir yerde durduk yere sel gidiyorsa fahişe bir kadın çocuğu doğurup dereye attığı içindir..dere öyle bir köpürür ki taşar, coşar..

ve ços dağı...biizm için ideal piknik alanı olan ços dağı bu yağmurlarla ödümüzü b.kumuza karıştrıdı...rivayete göre dağın üstü düz olduğu için orasını askeriye, askeri havaalanı yapacakmış..ama yapılan araştırmalar sonucunda dağın içinde su olduğu gözlemlenmiş..yani patlamaya hazır h2o bombası...
*ve çektiğim bir kaç fotoğraf..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder