Geçen ayki sayfa görüntüleme sayısı

21 Ocak 2014 Salı

12 Ocak 2014 Pazar


daha dün, çok değil dün psişik misişik bişeylerden bahsetmiştim.
dün baya canım sıkkındı. canım sıkkın olunca yemek bloglarına bakan cinslerdenim.öyle bi cins var mı bilmiyorum ama vardır heralde.

daldan dala, blogtan bloğa, oradan buraya derken  daha önce hiç yemediğim kurutulmuş domatesi bi denemeye karar verdim. malta çarşısında avare avare gezerken- aslında pis kardeşim asuman telefonunu açmadığı için, zaman öldürüyordum-  kafamda bi ampül yandı. kurutulmuş domates! o değil adamlar baklayı bile kurutmuşlar. her neyse aldım o domateslerden,sonunu düşünmeden.

sonra yine avare avare dolaşmalar. kırgız bi amca gördüm. kemikten tarak satıyordu.güzel işlemeli tarakları vardı. pazarlık şansımı denedim ama şansım yaver gitmedi. sonra yine avare... avare...

nihayetinde asumana ulaştığımda vapura binmiştim bile. her neyse buraları hızlı geçiyorum. akşam asuman bana kurutulmuş domates getirdi.


hayır ya, ben ne domates istiyorum ne çikolata ne de aklımdan geçen yiyecek bişey. dua saati denen şey varsa lütfen yiyeceklere takılmasın.


11 Ocak 2014 Cumartesi

:(

"Deki; Eğer duanız olmasa Rabbimin katında ne ehemmiyetiniz var."
(Furkan suresi 77.Ayet) 

"Rabbimiz buyurduki: Bana dua edin size cevap vereyim."
(Mü'min suresi 60. Ayet) 

ayetlerine inanıyoruz, evet amaaaa..

birşeyi çok isteyince imtihanı mı olmalı insanın?
o isteği gerçekleştiğinde şükür etmeli,evet ama Allah tarafından beklenen bir şey mi bu?
o istek gerçekleşmediğinde durmadan dua mı edilmeli?
her şey nasiptir deyip 'dua zaten bi iç rahatlatma'dır deyip basite mi indirgemeli?


halbuki canım bişey istediğinde sanki aramızda telepatik bişey babam akşam onu alır gelir. hadi bu biraz mantıklı gelebilir psişik olarak  da aklımdan geçen çok eski bir şarkının kanal gezerken karşıma çıkmasına ne demeli?bazen çok gereksiz şeyler kabul oluyor. dua saati mi demeli buna?bilemedim.


ya dualar kabul olunmadığında Allah görmüyor mu kulunun nasıl üzüldüğünü?üzülmemizden mutlu mu oluyor yoksa ? Üzülüp Allah'a yaklaşmak, dilenmek,dua etmek hiç samimi gelmiyor. istediğime ulaşınca unutmak istemiyorum Allah'ı. yoksa bunu bildiği için mi kullanıyor bu isteğimi?

halbuki bi 'ol'dese, olur. ama demiyor.
vardır bi bildiği diyoruz ve üzülmeye devam ediyoruz.

11 Haziran 2013 Salı

sağa mı kaldı

son günlerdeki olaylar artık bir izleyici olan beni bile rahatsız etmeye başladı.. televizyona baktıkça midem bulanıyor. her kanalda gezi parkı her haberde protestolar, polisler vs. herkes ne düşünürse düşünsün de birbirine zarar vermeden olsun bu.

geçenlerde canım sıkıldı da film izleyeyim dedim. uzun zamandır arşivde olan boş ev(bin jip) gözüme çarptı. amaaan sıkılrsam izlemem gibi içimden geçen seslere bıraktım kendimi. atlaya zıplaya izledim. zaten filmin içinde konuşma denen birşey yok. yine de sözlerle ifade edilemeyecek milyonlarca şey anlatıldı filmde.güzeldi. daha güzeli ise filmde geçen şarkıydı benim gözümde.. allahın korelisi filminde çok güzel bir arapça şarkıya yer verdi ve filmde konuşma olmayınca şarkı bi hayli öne çıktı. ve hemen çok bilmiş google'a yazdım filmin ismini bir de music yazdım kenarına. yanılmamıştım. o geceyi natacha atlas'la geçirdim diyebilirim. bir çok şarkısını dinledim..

ertesi günlerde -kendimi bildiğimden- ben bu kadını unuturum zamanla bari facebooktan beğeneyim de ara sıra şarkılarını dinlerim, dedim. yine içimden. sayfayı beğendim. buraya kadar her şey normal. hatta bu paragrafın belki en üstteki paragrafla hiç ilgisi yok. sayfayı incelemeye başladım. ve de natacha atlas'ın gezi parkı eylemcilerine destek verdiği ingilizce mesajı gördüm. alttaki yorumlara baktım. ı love you natacha felan fisman yazmış türkler. zaten biz yüzyıllardır türklerde olan natacha sevgisini biliyorduk da yine içimden sağa mı kaldı nataşaa, sağa mı kaldı demek geçti..sayfayı beğenmeyi geri aldım ve sessizce geri döndüm.
http://www.youtube.com/watch?v=FxvPx3pcbtw

27 Şubat 2013 Çarşamba

haricilikten bahsetmek istiyorum, yatay ve dikey haricilikten. çok eskilerde kalan, gittikçe uzaklaşan haricilikten... sonra birden arkadaşım 'haricilik mi, o da ne, harici bellek gibi bir şey mi?' demesiyle kendime geliyorum.

insanlar müslümanım diyorlar, hem de elhamdülillah diyerek, bilinçli bir biçimde. ama sonra, sonra işte bakıyorsun her yer trabzon. gavur dizileri işe yarıyor, içimden dört harfli küfürler ediyorum.

o değil de kız utanmadan okuduğu erotik romanı gösteriyor, spartacus izlediğini söylüyor. biz öyle bilmezdik bu işleri. insan kötü bir şey yapsa da söylememeli diye bilirdik.

insanlar bağırıyor ben farklıyım diye.. ben de diyorum ki hz. peygamber döneminde yaşasaydım vallahi de billahi de harici olurdum. niye zaman insanları, beni böyle değiştiriyor. sekülerlik neden damarımızda akan kan gibi.. ve dahi neden insanlar, insana benziyor?