Geçen ayki sayfa görüntüleme sayısı

27 Ekim 2011 Perşembe

'okulda sıranın üstüne "şarkı" yazmıştım, hoca "bu ne oğlum" diye sorduğunda "sıradaki şarkı hocam" demiştim. sonra disipline gittim falan''





evet, az önce başlıktaki sözü twitter'da gördüm. aslında deprem üzerine yazma niyetindeyken rotamı okula çevirme gereği hissettim. çünkü öncesinde terör sonrasında deprem olayıyla ilgili herkes o kadar konuştu, yazdı,üzüldü ki bana diyecek pek bir şey kalmadı. ben de 90lı yılların hit bir sözüyle 'arkadaşlara katılıyorum' demekten başka bir şey bulamıyorum.

gelelim okula...
okula yeni başlayanlarla uğraşmak okula başlamak kadar zor, geçen yıl entrikalı olaylar yaşanmıştı ve ara dönemde atanmıştık ve önümüzde belli bir seviyeye gelmiş çocuklar vardı. şimdi ise çocuklar hamur gibi. ne yaparsan, ne şekil verirsen öyle oluyor.onun için 'ilk'ler gerçekten çok önemli.

en çok zevk aldığım ders arapça. şöyle anlattıklamı anlayan,sorduğum sorulara cevap veren pıtırcıklarım olmasını çok isterdim. ama anlatma tarzımdan mı yoksa yeni bir dile başlamanın verdiği zorluktan mı malesef her soru denemesinde gemilerim karadenizde batıyor. bunun için takviye arapça kursu açtım. hatta aramızda şöyle bir muhabbet geçti.:

ben:benim kalemim diyebilecek biri var mı?
yasin:ene galemun
ben.:zzzzzzz
sena-.......
ben: sena sen yaparsın..hadi bilene çikıolata alacağım. anadolu sınıfı bunu biliyor, siz de bilmelisiniz.
ömer: ke galemu
ben: son bir dakika.
bütün öğrenciler:zzzzzzzzzzzzzzz

aslında bunun sonunda mutlu bir son demek isterdim ama malesef bilemediler, bilemediler işte. halbuki emine de aynısını yapmıştı ve anadolu sınıfı bilmişti. insanın işinde uzman olması güzel bir şey. aslında benim de arapçam fena sayılmaz. hatta olağanüstü sallama ve tutturma gücüm var. yine de kanıtlayamadıktan sonra bizim hüseyin gibi oluyor halim.

hüseyin üçgenin bir kenarında 10'u görür ve bu kesin6-8-10 üçgenidir diye sayıları yerleştirir. bunun üzerine ben:
-lan, geometri ispat işidir. bu ne?, böyle sallama mı olur?
deyip kızıyorum. ama dil mantık işidir ve sallama mantıklı olursa %90 tutar.

*sevgili güllük okulda her şey yolunda sayılır. bu ilahiyi de çocuklara ezberleteceğim inşallah. browniyi de seviyorum.

2 Ekim 2011 Pazar

Türkiye Cumhuriyeti'nin bana verdiği yetkiye dayanarak bütün kızlar adına alınıyorum!


-Evet öyle konuşuyorum. Sen salaksın kızım! Benim aşkıma özne olma şansını kaybettin. Sümsük bir herifle hayatını geçireceksin.Tüketeceksin kendini. Mutfaklarda sürüneceksin. Sana bir tek gece şiir okumayacak. Bunu sen istedin. Hak ediyorsun kızım. Senin gibiler hak ediyor bunu. Biraz cesur ol kızım ben iyi bir insanım, senin için olabileceklerin en iyisiyim.
Kaybettin!
Cidden kaybettin. Acımıyorum sana bunu sen istedin. Git sümsük bir herif bul. Hatta ablaların bulsun sana.
Aşk diye bir şeyi öğrenemeyeceksin bundan sonra. Hadi eyvallah.*




"İstemiyorum zaten" dedi Adem kısa bir duraklamadan sonra. "Ötekini alacağım."
"Ne?"
"Öbür ikizi. Onu alacağım"dedi. Yüreğinin derinliklerinde kendini berbat hissetmesi gerektiğinin farkındaydı. Ama öyle değildi. Aslına bakılırsa hiç bir şey hissetmiyordu. Taşkın nehirde sürüklenen bir tahta parçası acı duyar mıydı? Ya da rüzgarın uçup götürdüğü bir tüy endişe eder miydi? Adem de öyleydi o gün. Ve ondan sonraki günler, seneler, ömürler boyunca.**


*Tarık Tufan, Kekeme Çocuklar Korosu
**Elif Şafak, İskender


Romanın kahramanı ister gerçek olsun ister hayalötesi. İsterse Starwars'ta geçsin olay. İçimi acıtıyor ya, gerçekten. Tarık Tufan'ın böyle şeyler yazması, düşünmesi, kendini bi şey zannetmesi hem komik hem trajikomik. Kendimi bi an o kızın yerine koydum da heralde ertesi gün onu bıçaklardım. Yok, yok bıçaklamazdım. Değmez çünkü. Benden beklemeyeceği şekilde davranırdım. Mesela ana avrat düz giderdim.Yok ya bunu yapamam. Ufak bi küfrederdim. Ağzını burnunu kırarım felan derdim. Hatta sert bir tokat girişiminde bulunurdum. Ama malesef elim hiç ağır değildir. Hele de boşa gitmiş bir tokat, sonrasında bana daha çok acı verir. Tokat dediğin on ikiden vurmalı, atınca canını yakmalı insanın.Aslında bunu da yapamam. Sadece diyorum.Devamlı diyorum. Bi gün bunu yapmalıyım. Çok sinir oldum gerçekten. Şiir-miş. Zırt! Bi git allasen!!

Gelelim Adem'e. Adem'in bu düşüncesi bende, karnıma zülfikar yemiş etkisi yarattı. Hem zülfikar hem de harakiri. Nefret ettim Adem'den, o hayali birisi de olsa. Onun da ağzını burnunu kırmak geldi içimden, sonra ne kadar salak olduğunu da söylerdim. Sonra başka kız mı yoktur vs. ağzıma ne gelirse söylerdim. Mesela ne kadar mal olduğunu, Allah'ın belasını vereceğini, lanet insan olduğunu felan. Adem seni tanımadan senden nefret ediyorum. Senin gibi olanlardan da nefret ediyorum.

bu da kanser eder: http://fizy.com/#s/2b7jm9