Geçen ayki sayfa görüntüleme sayısı

1 Eylül 2009 Salı

o zaman türkü söylemek lazım avaz avaaaaaaaaaaaz


şu trt nin şarkı, türkü programlarına bitiyorum.yok böyle bir kalite başka bir yerde...hele az önce balkan havasını izliyorum da; o ne kıpır kıpır türküler ne heyecan..ama bazen de çalın davuları ile insanın başı öne eğiliyor aniden...ama yine de güzel, hatta hayat dolu..

şu zamanların lanet popüler müziğine bakıp, bir de türkülere bakıp bir arpa boyu yol alamamanın ezikliği var.

yine trt de izliyorum "dünyanın türküsünde" bir hikaye anlatılır..eskiden türk illerinde iki türk boyu varmış..tellioğulları ve seferoğulları gibi yeşil vadi gibi bir yer için çarpışıp dururlarmış.bazen bir boy uzun gelirmiş, bazen diğeri...ama bu işin sonu gelmezmiş..bu işten bıkanlar zamanın mürşidi Dedem Korkut a bu işi çözmesi için gitmişler.dedem korkut da şöyle demiş: varın, gidin o diyara..orada hangi boyun türküleri söyleniyorsa orası oranındır...gerçekten bu beni bayağı etkilemişti...türkiyemde her yerden ayrı ses yükselir..kimi yerden halay, kimi yerden horon, kimi yerden yavaşça yükselen zeybekler:), kendi kulvarında yarışan şemmame, eurovisionda çıkmasını bütün hücrelerimle istediğim hop-tek ne büyük zenginlik aman allahım..

al sana kapak gibi açılım...daha ne olsun...bunlar bir zincir gibi bir tanesi olmazsa olmaz...

bu arada yine ibn halduna takmış olabilirim ama türküler bence insan psikolojisine göre şekil alıyor.yani bir yerin türküsü ne kadar hareketliyse insanı da o denli..mesela horon karadeniz insanın bıcır bıcır hareketliliğini gösterirken; zeybek beyefendi, ağırbaşlı beylerin ya da kabaca söylecek olursam tembel egelilerin:)hayatlarından bir kesit bence..her ne kadar ayşeden başka tembel egeli görmesem de:P

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder